UÇAN BALIK YÜZEN KUŞ

''ÜRETİM VİZYONSUZLUĞU'' başlıklı yazımın sonunda "Biz ülke olarak neredeyiz? Eksiklerimiz neler? Bu eksikler nasıl giderilir?’’ sorularına, bir an önce ortak akıl ile cevap vererek çözüm bulmamızın gerekliliğinden bahsetmiştim. 

" Biz kimiz..? " Öncelikle kendimizi tanımakla başlamalıyız. Ne güzel demiş Yunus Emre “İlim kendini bilmektir” diye. Kendimizi tanırsak artılarımızı ve eksiklerimizi biliriz. Eksilerimizi büyümeden çözer, artı yönlerimizi büyük bir güç olarak kullanabiliriz.

Malumunuzdur ki yaşanılan çevre, sosyokültürel değerler, manevi değerler, âhlâk seviyesi, ekonomik seviye ve eğitim seviyesi gibi göstergeler ülke insanlarının genel karakter yapısını belirleyen ana etmenlerdir. 

Milyonlarca insanın yaşadığı ülkemiz, binlerce çeşitli karaktere sahip insanlardan oluşmaktadır. Bu çeşitliliğe rağmen ülkemizde dört temel insan tipine sıkça rastlanır.

A) Şikayetci / Stabil hayat sahibi;

Hepimizin çevresinde bu tip insanlar mutlaka olmuştur. Okuduğu üniversiteden, yaşadığı şehirden, derslerden, dertlerden, trafikten, hayat şartlarından, aile hayatından, iş hayatından, geçmişten, gelecekten kısacası her şeyden şikâyet ederler. Girdiği işte mutlaka hoşnutsuz bir yön bulurlar. A tipine sahip bu insanı mutlu etmek imkânsızdır. Karşılaştığı her sıkıntıyı gözünde büyütürler. Kurulu düzeni değişmesin derdindedirler. Risk almaktan çekinen bir yapıları vardır. Hem kendinin hem de çevresindeki insanların fark ettirmeden enerjisini sömürürler. 

B) Yönetici / Sorumluluk sahibi

Her zaman böyle insanlara denk gelmesekte iş hayatında sıkça rastlarız, B tipi insanlara. Tam bir görev adamıdırlar. Kendince kuralları vardır bu insanların. Kimisi otoritesini despot bir tutum ile sağlarken kimisi ise saygıya dayanan bir bağ kurarlar astlarıyla. Bu tip insanlar için mesai saati kavramı yoktur. Saatlerce çalışarak üstüne düşeni kusursuzca yapmaya çalışırlar. Detaycı kişilikleri, günlük hayatta karşılaştıkları her olayda incelikleri görmelerini sağlar. Üstlenilebilir riskleri alırlar ve karşılaştıkları negatif süreçleri pozitife çevirebilme kabiliyetine sahiptirler.

C)Yetenekli ama sistem içinde kaybolan

Hepimiz bir parça bu tipin içine girdiğimizi düşünebiliriz. Lâkin gerçek anlamda C tipi insanları canlandırmak için bir örnek vermek gerekirse, en değerli metallerden biri olan altının eritilerek araç yakıtı olarak kullanılmaya çalışılması gibi, cevher niteliğindeki insanların güçlü yönlerini kullanmaya imkân vermeyecek hiç âlâkasız bir alanda değerlendirilmeye çalışılması insanların potansiyelinden yararlanamamaya ve verimsizliğe yol açar. Uzun vadede, kalemtıraşla açılmayan kurşun kalem gibi, içinde yetenek barındıran lakin bu yeteneğin üstüne gidilmediği için zamanla körelen insanlara dönüşürler.

D) Sorgulayıcı / Çözüm üretmeye çalışan: 

Kalıplara sığmayan, her fırsatta yeni bir bakış açısı getiren, kişileri ve olayları değil sistemleri tartışan bir yapısı vardır, D tipinin. Eksiklerinin ve güçlü yönlerinin farkındadır. Eksi yönleri gözünü korkutmaz üzerinde giderek açığını kapatmak için herkesten fazla çaba gösterir. Artı yönlerini iş hayatında ve sosyal hayatında gizli bir silah gibi kullanarak başarılı olurlar.

Yüksek olasılıkla bu tiplerden biri olarak kendinizi hayâl etmişsinizdir. Belki de hepsinde biraz biraz bulmuşsunuzdur kendinizden. Bu ülkenin insanı, yaşadığı coğrafyanın verdiği heybet, atalarının dillere destan tarihsel geçmişi, iftihar edilesi kültürel çeşitlik ortamında yetişmesinin getirdiği; her bireyin içinde barındırdığı potansiyel ve pratik zekâsı ile çözüm üretebilme kapasitesi açısından dünya insanları arasında gerçekten çok farklı bir yere sahiptir.

Fizikte enerjinin yolculuğunu hepimiz biliriz. Ülkemiz insanının içinde var olan bu potansiyel enerji “Üretim Vizyonsuzluğu” nedeniyle ülke yararına sonuç verecek kinetik enerjiye dönüşemeden birçoğu ortam şartlarından kaynaklı olarak ısıya dönüşerek istenilen verimlilikten ve sürdürülebilir büyüme anlayışından uzak sonuçlar doğurmaktadır. C tipindeki insanlar gibi “Uçan Balık Yüzen Kuş” olmaya iten bir sistem ile ülke geleceğine ve hedeflerine hizmet etmek isteyen biz gençlere ne yazık ki uygun ortam sağlanamamaktadır.

İNŞAAT YÜKSEK MÜHENDİSİ

HASAN SAİD FURKAN ÖZKARA